Usta Sanatçı Genco Erkal: “İktidar huzursuz, korkuyor, sonunu görüyor”
FAHRETTİN ÖZTÜRK
Usta sanatçı Genco Erkal, geçtiğimiz hafta gösterime giren yeni tiyatro oyunu “İmparator” ile ilgili ANKA Haber Ajansı’na verdiği özel röportajda, “Yaptığım işe çok inanıyorum. mücadele etme gücü bende.” diyorum, ”Ben bir sanatçıyım. Kendi dilimle elimden geleni yapıyorum.” son. Yani bu hükümet artık sonuna geldi. Dolayısıyla daha fazla devam etmesi mümkün değil.”
Usta tiyatrocu Genco Erkal, prömiyerini 26 Ocak 2023’te Trump Sahnesi’nde yapan “İmparator” adlı oyunu hakkında ANKA Haber Ajansı’na özel röportaj verdi. Usta sanatçı, oyunun yanı sıra Türkiye gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.
“İmparator”
“İmparator” adlı oyun, imparatorluk yöneticileri de dahil olmak üzere imparatora yakın isimleri saklandıkları yerlerde bulan ve onlarla konuşan Polonyalı gazeteci Ryszard Kapuscinski’nin röportajlarından oluşan ve Türkçe’ye “Afrika Aslanı” olarak çevrilen kitaptan. Etiyopya İmparatoru Haile Selassie’nin 44 yıllık imparatorluğunun devrilmesinden sonra. tiyatroya uyarlanmıştır.
“UZUN ZAMAN ÇALIŞTIĞIM BİR PROJE”
“İmparator” oyunu üzerinde çok uzun süredir çalıştıklarını ve çok emek harcadıklarını söyleyen Genco Erkal, oyunun sahneye uyarlanma sürecini ise şöyle anlattı:
“Aslında bu oyun üzerinde uzun süredir çalışıyorum. Pandemiden önce başladı. Kağıt üzerinde başladı, önce metin üzerinde. Biraz gecikti, çünkü doğal pandemi tüm ellerimizi ve ayaklarımızı kesti, biz ara vermek zorunda kaldık bitmesini bekledik.’ oyun girdi.Bu projeyi biraz erteledi.Ancak dediğim gibi uzun zamandır bu proje üzerinde çalışıyorum.çok ilginç bir kitap.bir gazeteci- Ryszard Kapuscinski adlı Polonyalı, çok ünlü, ülkemizde tanınan yazar, kitaplarının birçoğunu Türkçeye çevirmiştir.Dünyanın her yerini gezmiştir.Afrika’ya, Latin Amerika’ya, doğal olarak Sovyet’e özel bir ilgisi vardır. Union.Birçok röportaj kitabı var.
POLONYALI BİR GAZETECİNİN RÖPORTAJLARINDAN BİR KİTAP: Burada da bu projenin şöyle bir geçmişi var: 44 yıl hüküm süren ünlü Etiyopya İmparatoru Haile Selassie’nin devrilmesinden sonra sarayda çalışanlar, onun hizmetkarları gibi önemli kişiler ve arada bakanlar da vardı. . Yakalanmak üzere çünkü onları deviren, cunta diyelim, peşlerinde. Yakalanma korkusuyla yeraltına saklanırlar. Polonyalı bu gazeteci-yazar, gidip onları saklandıkları yerden, araya birkaç kişi koyarak bulur. ‘Seninle tanışmak istiyorum. Bize durumu anlat’ diyor. Çok korkuyorlar, ‘Aman bize bir şey olacak’ diye. Adımızı anma, bizden bahsetme. Tamam, konuşalım ama bizi koru. Çünkü bela başımıza gelecek.’ 70-80 kişiyle yapılan böylesi bir söyleşi dizisinden dilimize ‘Afrika Aslanı’ diye çevrilen bir kitap çıkıyor ortaya.
KİTAP ÜZERİNDE BİRÇOK ÜLKEDE ÇEŞİTLİ UYARLAMALAR YAPILMAKTADIR: Daha sonra bu kitap farklı ülkelerde, doğal olarak İngiltere’de, Polonya’da ve diğer ülkelerde ve Amerika’da uyarlandı. Hepsini izledim ve inceledim. Hiçbiri beni çok fazla tatmin etmedi. Ama ben ‘ben kendi uyarlamamı yaparım’ dedim. Bizim uyarlamamız aslında bir İngiliz uyarlamasının Türkçe uyarlaması üzerine, kendime göre geliştirdim. Çünkü çok kapsamlı bir konu ve hangi yönetmen her ülkede bu konuyu ele alırsa alsın, kendi ülkesinin durumunu düşünerek, paralellikleri düşünerek ve mesela bizim için değerli olan başka bir ülke için o kadar değerli olmayabilir. İngilizler başka yerlere dikkat çekiyor ama bizim gözümüzde seyircimiz için en etkili olabilecek ne varsa onu yapmaya çalıştım. Oldukça uzun bir metin çalışmasıydı. Önce anadili Türkçe’ye çevrildi, ben İngilizce’den çevirdim. Daha sonra dramaturji çalışması ve yaklaşık 2.5-3 aylık bir prova süreci var.
MUHTEŞEM BU OYUN TÜRKİYE’DE NASIL ANLAŞILACAK: Bu oyunun farklı versiyonları var. Bazen 7-8 kişi, bazen daha kalabalık, bazen tek kişi, bazen 3-4 kişi olmak üzere farklı şekillerde oynanırdı. Burada iki kişilik bir versiyon yaptık. Enes Sarı bu oyunda bana oyuncu arkadaşım eşlik ediyor. Müzikleri Nazım Çınar besteledi. Sahne tasarımını Duygu Sağıroğlu’nun bir çalışmasından uyarladık. Kıyafeti Hasret Kaya, hafif tasarımı Hakan Özipek. Bu oyunun arkasında çok emek veren güçlü bir ekip var. İşte başlıyoruz, bu akşam ikinci maçı oynayacağız. Yine, hala çok fazla gerilim ve heyecan var. Bu oyun Türkiye’de nasıl karşılanacak merak ediyorum. Ancak ilk gecesinde çok güzel geri dönüşler aldık. Seyirciyi oldukça duygulandıran bir oyundu. Ben oturdukça bu tepkilerin daha da ilerleyeceğini düşünüyorum.
“SİVİL DARBE VE TEK ADAM REJİMİ BİZİ DOĞRUDAN DİKTATÖRLÜĞE GÖTÜRÜYOR”
Usta tiyatrocu Genco Erkal, son dönemde kendisi dahil birçok sanatçıya açılan davalar, konserlerin ve tiyatro oyunlarının iptaline ilişkin düşüncelerini şöyle dile getirdi:
“Türkiye çok değişen ve büyük dramatik değişimlere tanık olan bir ülke. Hayatımda resmi olmayanları saymazsak 4 askeri darbe yaşadım. Birçok darbe ve imalı darbe de yaşadım. Bu son dönemde biz Sivil darbeler de yaşandı.Yani demokrasi zannediliyor ama tam tersine çok önemli bir sivil darbe ve tek adam rejimi bizi direkt diktatörlüğe götürüyor.Aklınıza ne gelirse gelsin böyle bir çağda yaşıyoruz. , maalesef memlekette hep tek bir kişinin ağzından çıkan sözlere bağlı.
BU GÜÇ SIFIRLANMIŞTIR, KORKUYOR, SONUN GELDİĞİNİ GÖRÜYOR: Ama şimdi bu hükümet huzursuz, korkuyor ve sonunu görüyor. O dönemde muhalefet hareketine tahammülü yoktu. En ufak bir şey olduğunda hızlıca durduruluyor ki mesela başkaları aynı üslupla konuşamıyor, aksi tepki gösteremiyorsunuz. Burada davalar açılıp içeri atılıyor. Şu anda mesela bizim ülkemizde insanlar ne kadar zaman geçireceklerini bilmeden hiçbir hukuki ilişki olmaksızın sadece siyasi gerekçelerle cezaevindeler. Yani bu tür şeyler. Mantıklı değil ama ne yazık ki bu kadar. Çünkü istemediğini, beğenmediğini yarın oraya gönderip yatırıyor.
BU GÜÇLÜ ASKERİ DARBELERE KARŞI DEVAM ETMİYORLAR: Ondan sonra hani hakimler değişir, savcılar değişir. Yani herkesi istediği gibi kukla gibi oynatıyor. O da istediği kararları verir. Ama bu şekilde devam edebileceğini sanmıyorum. Yani bu güç ne yazık ki sonuna geldi, ne yazık ki özellikle değil, sonuna. Yani devam etmesine imkan yok. Mesela Etiyopya’dan bahsediyoruz ama Etiyopya’da parlamento yok, muhalefet partisi yok, demokratik gelenek yok ama biz de çok kötüyüz. yine de önemli bir muhalefet ve demokratik bir gelenek var. Bu kadar güçlü askeri darbelere rağmen devam edemediler. Demokratik sisteme geri dönmek zorunda kaldılar.
BU ÜLKENİN KANLARINA DÖKEN DEMOKRATİK BİR GELENEK VAR: O yüzden bunun devam edeceğini düşünmüyorum. Çünkü artık bu ülkenin kanında ve iliğinde bir demokrasi geleneği var. İnsanları bu kadar kolay susturamıyorsanız en azından ülkenin yarısından fazlasını susturamazsınız ve bugün de muhtemelen böyle fren yapabilirsiniz ama bence o frenler çok yakında patlar.
“MUHALEFETİN VE SANATÇILARIN SESİYİM”
Usta sanatçı Erkal, tüm aksiliklere rağmen umudunu ve emeğinin gücünü şu sözlerle anlattı:
“Yaptığım işe çok inanıyorum ve tüm bu sıkıntıları içimde sürekli yaşıyorum. Beni çok sarsıyor. Her sabah akşam dinlediğim tüm haberler bana çabalama gücü veriyor. ‘Bu insanlar’ diyorum. Artık bizi enayi yerine koyamıyor. Bu bir şey. Yapılması gereken bir şey.’ Ben sanatçıyım kendi dilimde misyonum işim o çerçevede elimden geleni yaparım çeşitli muhalefetlerin sesiyim aynı zamanda muhalif sanatçıların da sesiyim bakın sahnede bulundum Nazım Hikmet ve Ahmet Arif’ten gelen bir geleneğin sözcüsü ve temsilcisi olarak.”
“İZLEYİCİLERLE ORTAK GÜÇ OLUŞTURUYORUZ VE BU ÜLKEMİZİN GELECEĞİ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ”
Genco Erkal, seyircilere moral verdiğini ve karşılıklı bir güç oluşturduklarını belirtti.
“Seyirciden çok güzel tepkiler alıyoruz. Yani oyunlarımızın ilerleyişi ve bunun sonucunda seyirciden aldığımız tepkiler bizi çok eğlendiriyor. Çünkü bütün oyunlar büyük bir coşku ve aramızdaki bağ atmosferinde geçiyor. O seyirciyle ‘ne demek istediğinizi çok iyi anlıyoruz’ demeleridir. Bize karşılık vermeleri ve o coşkuyu bire bir paylaşmaları çok güzel. Esasen sanatın gücü de budur. moral ‘Birlikte çalışırsak birlikte üretebilir ve birçok şey yapabiliriz.’ Tıpkı benim gibiler, karşılıklı bir güç oluşturuyoruz ve bunun ülkemizin geleceği için çok değerli olduğunu düşünüyorum.”